***2010***


Hepimiz için her gününü gülümseyerek hatırlayacağımız bir yıl olsun.
İyi seneler:)

Salıncak..

Küçükken ne çok severdim sallanmayı,
Sallanırken de en çok gökyüzünü seyretmeyi..
Dün ilk kez Defne, benim çocukluğumun geçtiği parkta,
Başını geriye atarak, gözlerini kırpmadan gökyüzüne bakarak,
Aynı benim gibi sallandı..
Ne çok büyümüşüm, yeni fark ettim..

Adam kurabiyeleri

Teyzemin öğrencileri için annem, teyzem ve ben kurabiye yaptık.
Sonra kurabiyeleri süsledik. Ben bütün kurabiyeleri sıkıp sertliklerini kontrol etmek isteyince annem ve teyzem biraz panik olsalar da ben çok ısrarcı olmayınca rahatladılar. Kurabiyeler o kadar lezzetliydi ki, 3 tane kafa, 3 tane kolu tek başıma yedim:)

Teyzoşumun öğrencileri kurabiyeleri görünce ne yapacak çok merak ediyorum, Teyzoş fotoğraflarını çekebilse keşke:)






Ispanak Köftesi

1/2 kg ıspanak
1 yumurta
1 çorba kaşığı un
50 gr beyaz peynir ya da kaşar
1 çay bardağı haşlanmış bezelye

Ispanağı tavada öldürün, yumurta, un ve peyniri robottan geçirin. Daha sonra bezelyeleri ekleyip 1-2 kere daha robottan geçirin. (Bezelye parçaları belli olacak.)
Teflon tavada arkalı önlü pişirin. Pişirirken bir taraf iyice pişmeden arkasını çevirmeyin, yoksa dağılır.

Afiyet bal şeker olsun.

Not: Bezelye vermeye başlamadığınız kuzularınız için bezelyesiz de yapılabilir.

Babbaa..

Canım babacım bir kaç gündür evde yok. Biz de anneannemde kalıyoruz. Anneme ellerimi açarak BABBAA diyorum. Askere gitti, gelecek diyor. Bu asker nerde ki, çabuk gelir mi? Çok özletmeden gelse bari?

Diş mi dediniz?

Haftalardır, ağzımın içinde bir şeyler oluyor, ellerim sürekli ağzımda, dokununca da canım acıyor. Canım acıyınca da mızmızlanıp duruyorum. Annem, dişlerin mi çıkıyor, aç ağzını bakayım diyor. Ben de ağzımı kocaman açıp dişlerimi gösteriyorum. Köpek, birinci azı ve ikinci azı dişlerimi aynı anda çıkarmaya çalışarak annemin ve babamın canını çıkarttım.
Bu sabah yine ağzımı açınca annem Aaaa sonunda çıkmışlar dedi ve diğerlerini teker teker çıkarmam için dua etmeye başladı:)




Kabak..

Bu günlerde yaşadıklarımız kabak tadı verse de fırında kabak Defne'nin en sevdiği yemeklerden biri.

Fırında Kabak

Küp Küp doğranmış 2 tane kabağı, 1 çorba kaşığı unla karıştırıyorum.
Yağlanmış borcam ya da tepsiye 1 kat olacak şekilde yayıyorum.
Üzerine 1 tatlı kaşığı kadar zeytinyağı gezdirip fırında pembeleşene kadar pişiriyorum.
Yanına sarımsaklı yoğurt da çok yakışıyor:)

Afiyet olsun:)
Defne'nin Annesi

İdeal Çocuk Merkezi-2

Cumartesi günü Defne'yi teyzesine bıraktık ve çocuk gelişim uzmanımız ile görüşmeye gittik. Denver II Gelişimsel Tarama Testi sonuçlarını ve yorumlarını tabiri yerindeyse ağzımız açık dinledik. Bu test, 4 alt testin toplamından oluşuyormuş. Bunlar;

- Kişisel-Sosyal: insanlarla anlaşma, bireysel gereksinimlerini karşılayabilme;
- İnce Motor: el-göz koordinasyonu, küçük cisimleri kullanabilme, problem çözme;
- Dil: işitme, anlama ve dili kullanma, alıcı ve ifade edici dil becerileri;
- Kaba Motor: oturma, yürüme, zıplama ve genel olarak büyük kasların hareketi.

Defneye yapılan testin sonucu; Kişisel-Sosyal Gelişimi 20 ay, İnce Motor Gelişimi 17 ay, Dil Gelişimi 22 ay, Kaba Motor gelişimi ise 14 ay seviyesindeymiş.
Bu durumda çok konuşkan olacağını tahmin ettiğim kızımın geveze olduğunu (kime çekti acaba(!)), ne sosyal bir kız diyenlerin haklı olduğunu ve tembellikten yürümediğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Şimdi Defneyi bol bol yürümeye, zıplamaya, oyun oynamaya yönlendirirken, yeni şarkı söylemeleri/dinletmeleri bir tarafa bırakıp sadece enstrümantal takılacağız. Kendi yaşıtlarıyla da düzenli olarak bir arada olmasını sağlayacağız. Ocak ayında da testi tekrarlayacağız.

Sevgiler,
Defne'nin Annesi



İdeal Çocuk Merkezi-1

Gelişimim nasılmış diye merak eden annem, babamı da sürükleyerek soluğu İdeal Çocuk Merkezinde, Çocuk Gelişim Uzmanı Anıl Saraç'ın yanında aldı.

Ben oradaki arkadaşlarla güzel güzel oynarken, bizimkiler de benim hakkımdaki soruları yanıtladılar. Annem sabırsızlıkla testin sonucunu bekliyor. Ben de tekrar gidip oyuncaklarla oynamayı bekliyorum:)

Gece Beslenme(me)si..

27 Eylül Pazar günü doktor kontrolüne gittik. Orada doktorum annemin kanına girdi ve bu kız (o kız ben oluyorum) artık sabaha kadar uyumalı dedi. İyi de nasıl? Ben gece gözümü açar açmaz "emme" istiyorum. Üstelik 45 dakikada bir uyanıyorum. Doktorum anneme tüyolar verdi ve bizi eve yolladı.

O gece normal saatimde uykuya daldım. Biraz uyuduktan sonra bir araba sesi duydum ve uyandım. AAA annem hemen yanımda yerde yatıyor ve bana "pışşş, pışşş, pışşş" diyor. Oh ninni gibi... Tekrar uyuya kalmışım. Sonra bir daha uyandım, bu sefer canım çok "emme" istedi. Yatakta yatmak da istemiyordum. Annemin koynunda olmak istiyordum. Annem kırmadı tabi ki beni ve yanına aldı. Ben emme dedikçe annem şarkı söylüyordu. İyice sinirlendim, bütün gücümle ağlamaya başladım. Nerden çıktı şimdi bu, memeye bir şey mi oldu ki, niye vermiyorlar? Hiç anlam veremedim. Sonra annem en güzel sesiyle bana bir şeyler söylemeye başladı, saçlarını elime aldım, saçlarıyla oynarken ne olduğunu anlamadan uyuya kalmışım. O kadar çok uyumuşum ki, uyandığımda bütün uykumu almıştım.

3 gün böyle her gece ağladım, ama artık gece ağlamıyorum. Uyanıp geri uyuyorum, ya da emme saatim gelene kadar bekliyorum. Annem bu bekleme işinde bir yanlış yaptığını söylüyor ama ben bir yanlış göremiyorum :)

Gece Beslenmesini bittiğinden beri hayatımda değişen 10 şey:

1. Sabah uyandığımda ağlamıyorum, gülücükler saçıyorum.
2. Kahvaltıda yumurtamı tükürmeden yiyorum.
3. Sabah 9:00'da 45 dakika olarak uyuduğum sabah uykusunu 10:00'da 1,5 saat olarak uyuyorum.
4. Öğlen yemeklerine itiraz etmiyorum.
5. Öğleden sonra 14:00'de uyuduğum 45 dakikalık öğle uykusu yerine 16:00'da 1,5 saat uyuyorum.
6. Akşam yemeğine annemin işten gelmesini bekleyemiyorum.
7. Annem işten geldikten sonra, yatana kadar devamlı emiyorum.
8. 22:30 olan gece yatış saatim 21:00 oldu.
9. En az 4 saat uyanmadan uyuyorum.
10. Gece uyandığımda meme için ağlamıyorum.

Sevgiler,
Defne

Defne'min Pastası Nasıl Yapıldı?



Pastanın tabanını "Portakal Ağacı"'ndaki "Geleneksel Vanilyalı Pasta" tarifinden yaptım. Defne'min pastası doğal olsun diye margarin yerine tereyağı, paket vanilya yerine de çubuk vanilya kullandım. Kabartma tozu kullanmadım ve fazladan hamura 1/2 limon suyu ekledim.

30 cm.lik kek kalıbında 2 seferde pişirdim. Artan kek hamurunu ise küçük kağıt kalıplara koyarak cup kek yaptım.

Pastanın kreması için 1,5 su bardak süt, 1 yumurta sarısı, 1,5 çay bardağı şeker, 1 kaşık un, 2 kaşık nişastayı pişirerek krema yaptım. Krema piştikten sonra içinde 50 gr. kuvertür çikolata erittim. Her keki 2 kata ayırdım. Her katı süt ile ıslatıp aralarına kremayı sürdüm ve fıstık serptim. Üzerini bir gün önceden "Ayşe Yaman"'ın sitesinden yaptığım "Marshmallowlu Şeker Hamuru" ile kapladım. Pembe şeker hamuru yapmak için Defne doğduğunda loğusa şerbeti yapmak için annemin aldığı Loğusa Şekerini kullandım. Maviler ise hazır şeker hamuru.

Şeker Hamurlu ilk pasta denememi herkes çok beğendi. Ben de yaparken çok keyif aldım. Fırsat yaratıp "bu" kursa gitmeyi çok istiyorum.

Sevgiler,
Defne'nin Annesi

Küresel İklim Hareketi - 350

İklim değişikliği için önlem alalım diye Çağıl Teyzem ve Arda ile birlikte Cumartesi günü Eymir'de düzenlenen "İklim Hareketi Doğa Yürüyüşü"ne katıldık. Aslında biraz uzaktan katıldık. Öncelikle biraz geç kaldık, babamın arabayı 10 dakikada temizlerim demesi 45 dakikayı bulduğu için. Sonrasında da annem hem beni yürütüp hem de bebek arabasını taşıyamadığı için, biz bebek arabasının çevresinde yürüdük. 350'nin önemini öğrendik. Atmosferdeki karbondioksit oranını milyonda 350'ye indirmek için gölbaşındaki evimize ağaç diktik. Meşe, selvi ve ladin.. Annem en çok Meşe ağacı seviyormuş, acaba palamutları ne zaman olur diye merak içinde. Palamutlar olunca sincaplar gelir mi acaba?



Pastam



Doğum günümü kutlamaya son dakika karar verildiği için, bana özel bir pasta yetişmez diye, annem kendi elleriyle hazırladı pastamı. Ben de yardım ettim süslerken.

- Pastamın keki, vanilyalıydı.
Vanilya kokusu hayatımdan eksik olmasın diye.
- Kreması, çikolatalıydı.
Çikolata gibi tatlı bir hayatım olsun diye.
- Kremasında fıstıklar vardı.
Fıstık gibi bir kız olayım diye.
- Üzerinin süslemesi için şeker hamurunu marshmallow'dan yaptı annem,
Pamuk gibi yaşlanayım diye.
- Bembeyazdı kaplaması,
Saflığım-temizliğim hiç bozulmasın diye.
- Üzeri yıldızlarla doluydu,
Yıldızlar gibi parlak olayım diye.
- Yıldızların bir kısmı deniz mavisiydi,
Su gibi berrak olayım diye,
- Bir kısmı şeker pembesiydi,
Şeker gibi olduğum için:)

Annemden bu pastanın tarifini vermesini bekliyoruz. İçinde bana zarar verecek hiç bir katkı maddesi yokmuş. Annem öyle diyor:)

Karışık bir hafta...

Çok karışık, hareketli bir hafta geçirdim. Ne olduğunu hala tam anlayabilmiş değilim.

4 Ekim Pazar günü, erkenden gölbaşına gittik. Dedem anneme, büyük anneannenin (annemin anneannesinin) hastalandığını, hastaneye kaldırıldığını söyledi. Akşama kadar annem, dedem, anneannem fısır fısır bir şeyler konuştu. Baktım değişik bir şeyler oluyor, uslu uslu durdum akşama kadar. Hatta çimlere bıraktılar diye huysuzlanmadım bile. Bir de tavuklarımızın civcivleri olmuş, çok sevindim.

5 Ekim Pazartesi günü, büyük anneanne hala hastanede. Herkes dua ediyor, ben ne olduğunu anlamıyorum. Annem, doğum günümü yapmaktan vazgeçti. Evimizin hiç tadı yok.

6 Ekim Salı günü, büyük anneannenin durumunda değişiklik yok. Babam iş gezisine gitti, biz de anneanneme kalmaya gittik. Evden çıkmadan, beşiğimden düştüm, annem de ben de çok korktuk. Başıma buz koyduk ama hiç hoşlanmadım bu işten. Biraz daha az yaramazlık yapsam iyi olacak:)

7 Ekim Çarşamba günü, annemin doğum günü. İyi ki doğdun annecim, iyi ki beni doğurdun. Büyük anneanne dün geceyi kötü geçirmiş. Doktor hastaneye gelin demiş. Annem işe, anneannem hastaneye gitti. Bizde teyzoşumla evde kaldık. Öğlen uykusundan sonra beni babaanneme bıraktılar, büyük anneanne aramızdan ayrılmış. Bunun ne demek olduğunu tam bilemiyorum ama hepimiz çok üzgünüz.

8 Ekim Perşembe günü, babam hala dönmedi, biz yine anneannemde kaldık. Annem sabah işe gitti ama erkenden geri geldi. hep beraber büyük dayımlara gittik. Ev çok kalabalıktı, hiç hoşlanmadım. Huysuzlanıp durdum. Gece geç vakit babam geldi, hoş geldi.

9 Ekim Cuma günü, akşam yine büyük dayımlardaydık. Ev yine çok kalabalıktı, ben yine durmadım. Kaçarak evimize döndük.

10 Ekim Cumartesi günü, Dedem aradı, yarın kendi aramızda pasta keselim, ilk doğum gününü kutlamadan olmaz dedi. Annem önce dayımlara yemek, sonra temizlik yaptı. Akşamüstü gölbaşındaki odama ampul, mutfağımıza musluk almak için Praktiker'e gittik. Rafların arasında bebek arabasında gezerken çok ama çok sıkıldım. Sonunda babam dayanamayıp beni kucağına aldı. O kadar renkli bir yer ki, her şeye ellemek istedim. Plastik sepetleri davul gibi çalmaya başladım, çok keyifliydi. Beni oradan çıkartmaları epey zaman aldı:) Praktiker'den sonra akşam yemeği için Ye-An diye bir pideciye gittik. 3 dilim peynirli pidenin peynirlerini yedim. Annem peynir yedirme yöntemleri kitabına, peynirli pideyi de ekledi. Eve döner dönmez de uyudum.

11 Ekim Pazar günü, büyük gün:) Uyandığımda annem, "İyi ki doğdun Defne" diye şarkı söylemeye başladı. Arkasından dans etmeye başladık. Bütün gün, telefonla her doğum günümü kutlayandan sonra dans ettik. Canım annem, gece uyumayarak pastalar, börekler hazırlamış. Masayı görünce el çırpmadan duramadım. Akşamüstü annem, babam ve ben süslenip püslenip fotoğraf çektirmeye gittik. Bizi bir odaya aldılar, kocaman ışıklar ve kırmızı bir koltuk vardı. Kırmızı çok sevdiğim bir renk. Yeni bir yere girince kendime engel olamıyorum, her şeye dokunmak, tadına bakmak istiyorum. Ben bunlarla uğraşırken devamlı "Defne buraya bak, defne buraya bak" diyip durdular. Hiç hoşlanmadım. Eve döndükten sonra akşama güç toplamak için biraz uyudum. Uyandığımda salonumuzu balonlar kaplamıştı. Onları görünce ağzım açık kaldı. Annemi ve babamı el çırparak tebrik ettim:) Akşam önce anneannem, dedem, teyzem, dayım ve yengem geldi. Sonra Çağıl teyzem, Ahmet amcam ve sevgili Arda geldi. Arkasından babaannem, dedem, amcam. Son olarak Süt Annem, Onur Amcam, süt kardeşlerim Tuna ve Nehir aramıza katıldılar. Annemin yaptığı pastanın üzerine 1 tane 1 mumu koyduk. Herkes beni alkışladı. Çok güzel oyuncaklarım, cicilerim oldu. O kadar çok eğlendim ki, yorgunluktan sabaha kadar uyuyamadım. İyi ki doğmuşum, iyi ki annemin ve babamın çocuğu olmuşum…


Peynirli Kek


Annemin defterinden bir tarif daha:) Bir kaç tarifin harmanlamasından ortaya çıkmış.
Sabah kahvaltımda, öğlen çorbamda, akşam üstü atıştırmalıklarımda çok severek yiyorum. İçinde peynir olduğunu fark etmiyorum bile:)
3 yumurta,
3 kaşık tereyağı,
2 bardak un,
½ bardak yoğurt,
3 kaşık zeytin yağ,
3 tane haşlanmış rendelenmiş patates,
1 bardak tam yağlı beyaz peynir (ezilmiş),
½ bardak çok ince kıyılmış dereotu .

Yumurta ve tereyağı iyice çırpılır (mikser ile 20 dakika kadar). Un, yoğurt, zeytin yağ, patates, peynir ve dereotu ilave edilerek karıştırılır. Yağlanmış kalıba dökülür. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 45-50 dk. pişirilir.
Not:
1. Kek hamurundan daha kıvamlı bir hamur oluyor
2. Hamura Ilık su ile karıştırılmış maya da ekleyebilirsiniz. Maya eklerseniz, hamurun kabarması için yarım saat kadar kalıpta üzeri örtülü olarak bekletin.
Afiyet bal şeker olsun:)

Bayram Şekeri..


Henüz bayramda şeker yiyebilecek kadar büyümemişim ama yeni cicilerimi giyip, bol bol gezmek de şeker yemek kadar tatlıydı. Bir de bayramda annemle babam işe gitmiyormuş o da çok güzeldi:))

Emekleme?

Binbir emek sarfedip sonunda emeklemeye başladım.
Biraz tedirgin, biraz titrek dünyayı keşfe başladım.
Bir günde büyür mü bebekler, ben büyümeye başladım.
Şimdi sıra, sıralama çalışmalarında...

Bebek Bisküvisi

Yemeklerin yanında ekmek kemirmekten sıkıldığımda annem benim için bebe bisküvisi yapıyor. Hem atıştırmalık oluyor hem de çorbalarımın yanında keyifle yiyorum.

İşte annemin tarifi: 60 gr tereyağı (zeytinyağı ile karıştırılabilir) Yarım bardak su da eritilir.İçine 3 tepeleme çorba kaşığı un, bir tutam tuz, bir tutam şeker eklenir. Karıştırılarak pişirilir. (Kıvamlı bir hamur oluyor, un helvası gibi). Hamur ılıyınca 2 tane yumurta tek tek hamura yedirilir. Az yağlanmış ya da pişirme kağıdı serilmiş tepsiye ince ince 1 parmak enliliğinde ve boyunda dizilir. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, iyice kızarana kadar pişirilir. (Çok yakın tepsiye dizmeyin, çok kabarıyor)Afiyet bal şeker olsun.

Köfteli Çorba



Annemin benim için yaptığı yemekleri yazalım dedik ama bir türlü nereden başlasak bilemedik. Sonunda köfteli çorbaya karar verdik. Bu çorba bir yemek kitabındaki yuvalama çorbasının bebek menüsüne uygun hale getirilmiş halidir. Ben çok seviyorum, umarım siz de beğenirsiniz:)



  • 2 su bardağı yoğurt (yarısı torba yoğurdu olursa iyi olur), 1 yumurta (eğer yumurtanın beyazına başlamadıysanız sadece sarısı), 1 çorba kaşığı un iyice karıştırılır.

  • 50 gr kıyma (en az 2 kez çekilmiş), 1 küçük soğan (rende), 1 tatlı kaşığı pirinç unu, tuz-karabiber(doktorunuz izin verdiyse) iyice yoğrulur ve küçük küçük yuvarlanır. Teflon tavada 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile pişirilir.

  • 5 su bardağı su (et suyu olursa daha güzel olur) ısınınca içine köfteler atılır. Su kaynamaya başlayınca önce sudan yoğurtlu karışıma ilave edilerek, karıştırılır (yaklaşık 1 bardak su kadar). Sonra yoğurtlu karışım tencereye yavaş yavaş ilave edilir. Kaynayana kadar karıştırılır. Kaynayınca altı kısılır ve 5-7 dakika ara ara karıştırılarak pişirmeye bırakılır. Kesilmesin diye de soğuyana kadar kapağı kapatılmaz.
Afiyet bal şeker olsun.

Kahvaltı Ekmeği


Annemin yemeklerini ben de babam da çok seviyoruz. Annem mutfakta yemek hazırlarken, ben de mama sandalyemde, annemin eline her aldığını isteyerek yemek yapımına katkıda bulunuyorum. (Annem bu işten niye hoşlanmıyor, anlamıyorum)

Ek gıdaya başlamam ile annem her yemeği, bebeklere özel nasıl yaparım diye denemelerde bulunuyor. Bazen döküyoruz, bazen bir daha yapmak için not defterimize yazıyoruz.

O deftere aldığımız notları sizlerle paylaşmaya karar verdik. Bu kararda bize destek olan ve tariflerimizi deneyen Anneler Kulubu annelerine çok teşekkür ederiz.

İlk tarifimiz kahvaltı için, hazırlaması da çok kolay. İlk fırsatta fotoğrafını da ekleriz:)

Kahvaltı Ekmeği
1 yumurtanın sarısı, 1 kibrit kutusu kadar rende kasar ve 1/2 kabuğu soyulmuş rende domatesi bir kapta karıştırıyorsunuz.

1 dilim kabuğu çıkmış ekmek bu karışıma bulanır ve teflon tavada arkalı önlü pişirilir. Ekmeği çevirmeden önce bir tarafın iyice pişmesine dikkat edin, yoksa ekmek parçalanır. Bir de kaşar peyniri yerine her türlü peynir kullanılabilir.

Afiyet bal şeker olsun.

Gölbaşında bir bahçe, bahçede bir Defne..

Gölbaşında Anneannem ile Dedemin evi ve çok güzel bir bahçesi var. Daha 20 günlükken ilk gezmemi de buraya yapmıştım. O zamanlar bir şey anlamıyordum ama şimdi tadını çıkarıyorum. Canım Dedem, biz daha çok gelelim, ben bol oksijen alayım, taze meyve, sebze yiyeyim diye, oradaki 2. evini bize verdi. Herkes el birliğiyle evimizi yaşanacak hale getirdi ve biz ilk kez bu hafta sonu yeni evimizde kaldık. Çok mutluyuz:) Bütün sevdiklerimizi / sevenlerimizi yeni evimize bekleriz.
Gölbaşında neler mi var, nerdeyse toprakta yetişen her şey var:) Türlü türlü meyve ağaçları (kayısı, şeftali, erik, kiraz, vişne, elma, armut, dut, karpuz, kavun, ayva,...), taze taze sebzeler (ıspanak, pırasa, pazı, pancar, semizotu, domates, biber, patlıcan, kabak, fasulye, havuç...) renk renk çiçekler var. Bir de tavuklarımız var, ben taze yumurta yiyeyim diye dedem kümes yaptı. Bir de Angel ve Şımarık var, kocaman köpeklerimiz.


Burada en sevdiğim şeylerden bazıları:
1. Hamakta sallanmak ve uyumak.
2. Ağaçlardan meyve koparmak.
3. Havuza ayaklarımı sokmak.
4. Dedemin omuzlarında siteyi turlamak.
5. Komşumuz Koca Dayı'nın mısırlarından yemek.
6. Tavukları seyretmek, onlara pisipisi demek.
7. Köpeklerle oynamak.

Bu fotoğraftaki yakışıklı da çok sevdiğim arkadaşım Arda.
Arda yine gelin Gölbaşına da yeni öğrendiğim saklambacı oynayalım.

Ana kız, bir pazar.. güzel bir pazar...

Pazar günü babamın işi olduğu için Annemle evde yalnızdık. Sabah erkenden kalktık. Babamı Polatlı'ya yolcu ettik. Annemle ikimiz güzel bir kahvaltı yaptık. Oyuncaklarımla oynadık, kitap okuduk, yerde yuvarlandık... Annemle koyun koyuna sabah şekerlemesi yaptık.
Uyandığımda hava çok sıcak olduğu için terlemiştim. Bıgıbıgıııı bıgıbıgıııı diye söylenmeye başlayınca, hemen duşa girdim. Tabi hemen çıkmak istemedim. Sonunda biraz ağlayarak da olsa duştan çıktım. Cicilerimi giydim ve hemen yemeğimi yedim.
Yemekten sonra biraz salıncakta vakit geçirdim, biraz yürüme çalışması yaptım. İlk kez kendi başıma bebeklerimle ve uçağımla oynadım. Tabi şimdilik sadece tatlarına bakarak oynuyorum:)
Oyunum bitince, biraz daha uyudum. Uykudan kalkınca gezmeye gitmek için süslendim. Annem bana ilk kez lastik toka taktı. Henüz pek saçım olmadığı için takılması zor oldu ama ben hiç itiraz etmedim. Uslu uslu durdum, çok da beğendim:)
Önce parka gittik, çimlere oturduk. Yoğurdumu ve çorbamı açık havada yedikten sonra, alışveriş merkezine gittik. Havuzdaki suları seyrettik, annemle bir cafeye oturduk, annem kahvesini içerken ben de masaya vurarak tempo tuttum, alkış yaptım. Annem de ben de çok eğlendik. Üstüne bir de babam gelince tam oldu. Yapıştım babamın boynuna eve gidene kadar kucağından inmedim.
Eve gelince, uykudan önceki son yaramazlıklarımı yapıp, annemin kucağında uyuya kaldım...

ilk yaz tatilim.. datça.. datça...

Aslında ilk tatilimi geçen ay annemin arkadaşlarıyla hafta sonu için Çakraz'a giderek yapmıştım. Ama kısacık olduğu için o tatilden sayılmıyormuş:)
1 Ağustos Cumartesi sabahı Datça'ya yazlığımıza gitmek için erkenden yola çıktık. Datça biraz uzakmış, git git bitmedi. Tabi benim pek sabrım kalmadığı için kucak istedim ama annem oto koltuğundan kaldırmamakta kararlı çıktı. Başladım mızırdanmaya. Annemde de bir inat, sormayın. Benim mızmızlanmalar fayda etmeyince başladım emmeeee emmeee diye bağırmaya. Ben ağlıyorum emmeee diye, arabadaki herkes gülüyor.. Tabi mutlu son, ben emmeme kavuştum..

Çoook uzun yoldan sonra Datça'ya vardık. Tatil boyunca yaptıklarım;

1. Doya doya suyla oynadım. Duşa, denize ve havuza girdim. Sudan çıkmamak için türlü numaralara başvurdum, olmadı çığlık attım:)

2. Zorda kalmadıkça yemek yemedim, yoğurtla ve anne sütüyle idare ettim. Canım annem bu duruma üzülse de beni zorlamadı. Fatoş annenin enfes çorbasını ve dolmasını ise itirazsız mideme indirdim.

3. İlk kez kedilere elimi sürdüm. Kulaklarını tutmak için her seferinde hamle yapsam da izin vermediler. Tam bir kedi sever oldum.

4. Herkese gülücükler atıp kimsenin kucağına gitmedim.

5. İsilik oldum. Gözümü kaşıyıp kıpkırmızı ettim, bu yüzden herkesi korkuttum.

6. İlk kez yatağın üzerinde kendi başıma baştan sona yer değiştirdim. Bu şu demek oluyormuş: Artık yatakta tek başına bırakılamazmışım.

7. Ayaklarımı çok sağlam yere basmaya başladım.

8. Bay bay yapmayı öğrendim.

9. Salıncakta sallanmayı çok sevdim.

10. Çakıl taşlarını birbirine vurarak ses çıkarmayı öğrendim. Annemden gizli gizli taşların tadına baktım.

Son olarak, tatil çok keyifli bir şeymiş onu anladım:) Tabi en güzeli annemle ve babamla doya doya vakit geçirmek oldu. Bir sonraki tatili sabırsızlıkla bekliyorum...

Herkese iyi tatiller:)
Su kuşu Defne


Ben geldim:)

“10 Ekim Cuma aksami basladim annemi sikistirmaya. Bir taraftan tekmeliyorum bir taraftan da cikis yolunu bulmaya calisiyorum. Annem surekli beni sakinlestirmeye calisiyor. Kizim sakin ol, az kaldi, korkma diyordu. Halbuki onun kalbi benimkinden hizli atiyordu, acaba korkan ben degil annem miydi?
Sabah oldu, 11 Ekim cumartesi sabahi.. annem gozunu acti, beni yokladi. Ben hala annemi sikistiriyordum. Annem; anneanneme ve babama bugun gelecek kizimiz dedi. Sonra dedem aradi, ruyasinda beni gormus bugun gelecek torun hazirlikli olun dedi. Saat 14:00’de doktorumuzla randevumuz var. Annemle suslendik, puslendik babam bizi doktora goturdu. Doktor teyze dediki bugun dogacaksin. Ama kendi basima dogarsam kafam sikisabilirmis, vakum diye bir sey varmis onunla kafami cekeceklermis. Bunu duyunca cok korktum, ama annem dediki, yok kizima oyle seyler yaptirmam. İste dedim benim annem, kizini dusunur. Derin bir oh cektimJ O zaman doktorumuz dediki, hemen almamiz gerek.
Herkesi bir telas aldi. Hastanede yer ayarlandi, doktorumuz hemen bizi eve yolladi. Cicilerimizi alip hastanede doktorla bulusacaktik. Eve giderken yol boyu herkesi aradik. Annem benim gelecegimin mujdesini duyurdu. Eve geldik, annemle son kez banyo yaptik. Ben heyecandan kipir kipirdim, annem surekli dayan kizim diyordu. Anneannemi aldik ve hastaneye gittik. Hemen odamiza yerlestik. Hemsire teyzeler anneme bir suru sey yaptilar, orasina burasina bir seyler taktilar. Annem hic sesini cikarmadi ama yapilanlar pek hosuna gitmedi. Bu arada hastaneyi sevdiklerimiz sardi. Teyzelerim, amcalarim, dayilarim herkes ordaydi. Annemle yattik sedyeye herkese el salladik, kavusacagimiz yere gitmek icin yola ciktik. Bu arada babam aglayip duruyordu. Aglama babacim, ben birazdan gelicem dedim ama, bu sefer annem babami gorunce aglamaya basladi. Aaa dedim ben geliyorum herkes agliyor, basladim tekmelemeye. Ben tekmeleyince neyseki annem gulmeye basladi. Tam asansore binerken bulent amcamdan da bir sans opucugu aldim. Annem de ben de rahatladik.
Ameliyathaneye geldik, bir amca annemin beline bir sey takti. Surekli gulusuyorlardi, beni unuttuklarini dusunup tekmelerimi hizlandirdim. Annemi sirtustu yatirdilar, doktorlarla arasina bir ortu cektiler. Biz doktorla basbasa kaldik. Bu arada radyoda annemin okuldan arkadasi simin teyzem (simin mater) sarki soyluyordu. Annem cok duygulandi. O anda tanidik bir ses duymak bizi cok rahatlatti. Doktor teyze beni annemin karnindan cikardi. Ben basladim bagirmaya, annem nerdeeee, annnemmmm nerdeeeee… hic susmadim. Doktor teyze edepsiz bu dedi. Ama ben edepsizlik yapmadim, sadece annemi istedim. Cok mu sey istedim? Allah Allah… Neyse sonunda beni sardilar, annemin yanina getirdiler. Tabi ben annemi gorunce hemen sustum. Annemin kollarinda bir seyler takiliydi, beni kucagina alamadi ama beni koklayip koklayip optu. Sanirim 3 saniyede milyon kez opup kokladi. Aaa bi baktim agliyor. Annecim aglama bak artik yanindayim..
Sonra beni aldilar babama goturduler. Ben tabi yine aglamaya basladim, annemi getiiiiiiiriiiiiiinnnnnnnnn, acikktttiiiimmmmmm diye.. cok gecmeden annem geldi. Bizi ugurlayan herkes ordaydi, annem bu kadar cok sevildigini ve babamin kipkirmizi gozlerini gorunce yine aglamaya basladi. Annem gelince ben aglamayi kestim. Annemi yataga yatirdilar, koynuna beni koydular. Basladim aranmaya, burada bir yerlerde sut olacakti diye. Annem yardim etti de bulabildim. Bir guzel karnimi doyurdum. Sonra da mis gibi bir uyku cektim…”

Bana mesaj bırakabilirsiniz:)